Ortadoğu'da tehlike çanları çalıyor! İsrail'in İran'a yönelik gerçekleştirdiği son saldırılar, bölgede uzun süredir devam eden gerilimi daha da tırmandırarak nükleer savaş endişelerini yeniden gündeme getirdi. Medyaradar analisti Atilla Akar, bu kritik gelişmeleri değerlendirerek olası sonuçları ve bölgedeki riskleri analiz etti.

İsrail'in Şok Saldırısı ve İran'ın İstihbarat Zaafı

İsrail'in İran'a yönelik gerçekleştirdiği sofistike saldırılar, İran'ın savunma iradesini kırmayı hedefliyor. Stratejik noktaların ve önemli isimlerin hedef alındığı bu saldırılar, İran için ciddi bir istihbarat zaafı anlamına geliyor. Hatta MOSSAD ajanlarının İran'da bir drone üssü kurduğu iddiası, durumun vahametini gözler önüne seriyor.

Bu durumun İran üzerinde psikolojik bir etki yaratması kaçınılmaz. Saldırının planlaması bile başlı başına bir mesaj niteliği taşıyor. Trump'ın "Durum daha da kötüleşecek" sözleri ise, gidişatın hiç de iyi olmadığını gösteriyor. İran'ın karşı atağı şu an için yeterli olmayabilir. Ayrıca, İsrail'in İran'ın bilimsel birikimini hedef alması, uzun süredir devam eden suikastların bir devamı niteliğinde. Altı nükleer fizikçinin öldürülmesi, İran'ın beyin gücüne yönelik bir darbe olarak değerlendiriliyor.

Nükleer Tehdit ve Bölgesel Güç Dengeleri

İsrail'in bölgede kendisine tehdit oluşturabilecek bir nükleer güç istemediği açık. Bu nedenle, ABD ile birlikte İran'a uranyum zenginleştirme programını durdurma baskısı uyguluyor. Ancak İran, rejimini İsrail ve Siyonizm düşmanlığı üzerine kurmuş durumda ve kendini sürekli tehdit altında hissediyor. İsrail'in nükleer karşıtlığı yapması ise oldukça ironik bir durum. Kendisi 100 ile 200 arası nükleer savaş başlıklı füzeye sahipken, İran'ın nükleer programını sorgulaması düşündürücü.

• İsrail, bölgede tek nükleer güç olmak istiyor.
• İran, nükleer programının sivil amaçlarla yürütüldüğünü savunuyor.
• Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEK),İran'ın elindeki uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirdiğini belirtiyor.

Olası Senaryolar ve Nükleer Savaş İhtimali

Peki, bu çatışma bir nükleer savaşa dönüşebilir mi? Şu an için bu ihtimal çok düşük görünse de, bazı senaryolar bu korkuyu tetikliyor. Örneğin, İran'ın herkesten gizli nükleer bombalar imal etmiş olması ve İsrail'in saldırıları sonucu çaresiz kalarak bu bombaları kullanması, felaketin başlangıcı olabilir. Ancak bu, şu an için oldukça uzak bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.

İsrail'in şu anki hedefi, İran'ı terbiye etmek, rejimi değiştirmek ve rejimle birlikte hareket eden kilit isimleri ortadan kaldırmak. Büyük bir yıkım hedeflenmiyor. Dolayısıyla, yakın zamanda bir nükleer savaş beklenmiyor. Ancak, İran'ın nükleer programına ilişkin şüpheler devam ettiği sürece, gerilim de sürecek gibi görünüyor.

Sonuç olarak, İsrail ve müttefiki ABD, "İran sorununu" gündemden düşürmeye niyetli değil. Bölgede yeni bir düzen kurmak amacıyla gerilimi tırmandırma yolunu seçebilirler. Çatışmanın bundan sonraki dinamiği, bu ısrarın ne dereceye varacağına bağlı olacak. Her şey, bölgeye "yeni bir düzen" getirme çabasıyla ilgili görünüyor.