Şişli'de yaşanan Bahar Aksu cinayeti, saplantılı aşkın karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, bu tür vakaların psikolojik kökenlerini ve ayrılığa direncin altında yatan nedenleri değerlendiriyor. Dr. Öğr. Üyesi Engin Eker, saplantılı kişilerin partnerine adeta yapıştığını ve ayrılığa mantık sınırlarının ötesinde direndiğini belirtiyor.
Saplantının Psikolojik Temelleri
Dr. Öğr. Üyesi Eker, bir ilişkinin bittiğini kabul etmemenin çeşitli sebepleri olabileceğini vurgularken, erkeğin kadına bakış açısının bu tür olaylarda belirleyici bir rol oynadığına dikkat çekiyor. Saplantılı kişilerin, partnerlerini bir nesne gibi gördüklerini ve ondan ayrılmayı bir kayıp olarak değil, bir hak ihlali olarak algıladıklarını ifade ediyor. Bu durum, şiddete varan sonuçlar doğurabiliyor.
Peki, bu saplantılı davranışların altında yatan temel nedenler nelerdir? Uzmanlar, bu tür kişilerin genellikle düşük özsaygı, bağlanma sorunları ve kontrol ihtiyacı gibi psikolojik problemler yaşadıklarını belirtiyor. Ayrıca, çocukluk döneminde yaşanan travmaların ve ihmallerin de bu tür davranışları tetikleyebileceği düşünülüyor.
Saplantılı kişilerin tipik özellikleri şunlardır:
- Aşırı kıskançlık
- Partneri sürekli kontrol etme ihtiyacı
- Ayrılığı kabullenmeme
- Tehdit ve şiddet eğilimi
- Partneri izleme ve takip etme
Saplantılı Aşk ile Başa Çıkmak Mümkün mü?
Saplantılı davranışlar sergileyen kişilerin tedaviye yönlendirilmesi, bu tür olayların önlenmesinde büyük önem taşıyor. Ancak, bu kişilerin genellikle yardım almayı reddettiği ve problemlerinin farkında olmadığı unutulmamalıdır. Bu nedenle, çevrelerindeki insanların bu kişileri desteklemesi ve profesyonel yardım almalarını teşvik etmesi gerekiyor.
Ayrıca, saplantılı bir ilişki içinde olan kişilerin de kendilerini korumaları ve güvende tutmaları büyük önem taşıyor. Bu kişilerin, güvenilir bir destek ağı oluşturmaları, polise başvurmaktan çekinmemeleri ve gerekirse uzaklaştırma kararı almaları hayati önem taşıyabilir.
Toplumsal Farkındalık ve Eğitim
Saplantılı aşkın ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için toplumsal farkındalığın artırılması ve eğitimin yaygınlaştırılması gerekiyor. Özellikle gençlerin, sağlıklı ilişkiler kurma, duygusal zeka geliştirme ve problem çözme becerileri konusunda eğitilmesi, bu tür olayların önüne geçilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
Bahar Aksu cinayeti, saplantılı aşkın ne kadar tehlikeli olabileceğini acı bir şekilde gösterdi. Bu tür olayların tekrarlanmaması için bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeyde önlemler alınması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, şiddet hiçbir zaman çözüm değildir ve her bireyin sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürme hakkı vardır.