
Göğüsleri Alınan Kadına Hastaneden Şok Teklif: "Sus Payı" mı?
Kocaeli'de yaşayan iki çocuk annesi Çiğdem Kışlalı, 2017 yılında göğsünde hissettiği kitle üzerine özel bir hastaneye başvurdu. Yapılan tetkikler sonucunda kendisine 5. evre meme kanseri teşhisi konulduğu ve acil ameliyat olması gerektiği söylendi. Ardı ardına geçirdiği operasyonlar sonucunda iki göğsü de alınan Kışlalı, daha sonra yapılan patoloji raporunda kanser hücresine rastlanmadığını öğrenince hayatının şokunu yaşadı. Hastaneye ödediği yüklü miktardaki paranın yanı sıra, yaşadığı travma ve sağlık sorunlarıyla mücadele eden Kışlalı, hukuk mücadelesi başlattı.
Hatalı Teşhisin Bedeli: Göğüsler ve Sağlık
Çiğdem Kışlalı'nın yaşadığı bu talihsiz olay, hatalı tıbbi teşhislerin bir insanın hayatını nasıl alt üst edebileceğinin acı bir örneği. Kışlalı'ya yapılan yanlış teşhis, onun gereksiz yere ameliyat olmasına ve iki göğsünü kaybetmesine neden oldu. Bu durum, sadece fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal hayatını da derinden etkiledi. Kışlalı, yaşadığı travma sonucunda mesleğini yapamaz hale geldiğini ve kadınlık gururunun zedelendiğini ifade ediyor.
Ameliyat ve tedavi sürecinde hastaneye 50 bin TL'nin üzerinde ödeme yapan Kışlalı, patoloji sonuçlarını öğrendikten sonra savcılığa başvurarak doktorlar ve hastane yöneticileri hakkında şikayetçi oldu. Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesi'nde görülen dava sonucunda, hastanenin Kışlalı'ya 25 bin TL maddi ve 200 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verildi. Ancak Kışlalı, tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek karara itiraz etti.
"Haklısın, Al Sen Şu Parayı Sus!"
Duruşma sonrası açıklama yapan Çiğdem Kışlalı, mahkemenin kararını eleştirerek, "Haklısın, al sen şu parayı sus!" denildiğini ifade etti. Kışlalı, yaşadığı sağlık sorunlarının ve travmanın maddi karşılığının bu kadar düşük olmasının adaletsizlik olduğunu vurguladı. Yeniden sağlığına kavuşmak için bir operasyon geçirse bile bu parayla ameliyat olamayacağını, maddi-manevi psikolojisinin yerlerde olduğunu söyledi. Süreci anlatırken mememde küçük bir kitle olduğunu ve doktorların apar topar alınması gerektiğini söylediklerini, hayatında ilk defa böyle bir şeyle karşılaştığını ve doktorların yönlendirmesiyle süreci yaşadığını belirtti.
- Küçük bir kitle için doktora başvurdu.
- Acil ameliyat denildi.
- İki göğsü de alındı.
- Kanser olmadığı ortaya çıktı.
- Hastaneye dava açtı.
Hastanenin ve doktorların kendisini sakat bıraktığını söyleyen Kışlalı, "8 seneden beri şu lazım gönderiyoruz, bilirkişi raporu gönderiyoruz, Adli Tıp Raporu gönderiyoruz. Adli Tıp Raporu'nun 8'inci sayfasında benden hiçbir şekilde herhangi bir onama alınmadığı tespit edildi, yazılı belge var. Ben bunu söyledim ve bugün hakim bey, 3 ay önce verdiği kararı yine aynı şekilde aynı ücretle kararı yeniledi. Sağ kol altı lastik lenf başlarımı da aldılar. Beni sakat bıraktılar. Ben ameliyatta benim lenf başlarımın alınacağını bilmiyordum. Ben ameliyattan çıktığımda aileme, ‘Lenf başları da temizlendi, hiçbir şey yok' denildi. Bana teselli olarak ‘En azından kanser olmadığına sevin' demişlerdi. Tamam, sevineyim ama ben mesleğimden oldum, kadınlığımdan oldum. Maddi manevi bütün ruh halim çöktü. Adalet nerede? Ben daha hala gelip gidiyorum. Burada yaşamıyorum" dedi.
Çiğdem Kışlalı'nın yaşadığı bu olay, sağlık sektöründe yaşanan hataların ve ihmallerin nelere yol açabileceğini gösteriyor. Hatalı teşhisler, yanlış tedaviler ve hasta haklarının ihlali gibi sorunlar, insanların hayatlarını derinden etkileyebiliyor. Bu nedenle, sağlık kuruluşlarının ve doktorların daha dikkatli ve özenli davranması, hasta haklarına saygı göstermesi ve şeffaf bir iletişim kurması büyük önem taşıyor. Çiğdem Kışlalı'nın adalet arayışı, benzer durumları yaşayan diğer hastalar için de bir umut ışığı olabilir.