Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yetkisini aşan bir karara imza atarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bir kararını iptal etti. Bu karar, Astsubay Meslek Yüksek Okulu'nda görev yapan yabancı uyruklu öğretim görevlilerinin ücretlerinin belirlenmesiyle ilgiliydi. AYM, bu yetkinin Cumhurbaşkanı'nda olamayacağına hükmetti.
AYM'den Kritik Karar: Yetki Aşımı Vurgusu
Anayasa Mahkemesi, Astsubay Meslek Yüksek Okulu'nda görevlendirilecek yabancı uyruklu öğretim görevlilerine ödenecek ücretlerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi uygulamasının Anayasa'ya aykırı olduğuna karar verdi. AYM, kararında "yasama yetkisinin devredilemezliği" ilkesine vurgu yaptı. Bu ilke, yasama yetkisinin yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) ait olduğunu ve bu yetkinin başka bir organa devredilemeyeceğini ifade eder.
Mahkeme, bu kararıyla Cumhurbaşkanı'nın yetki alanının sınırlarını çizmiş oldu. AYM'nin bu kararı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin de bir gereği olarak değerlendiriliyor. Kuvvetler ayrılığı, devletin erklerinin (yasama, yürütme, yargı) farklı organlarca kullanılması ve bu organların birbirini denetlemesi anlamına gelir. Bu ilke, demokrasinin temel unsurlarından biridir.
MSB'nin Komutan Atama Yetkisi İptal
AYM'nin iptal ettiği bir diğer karar ise Milli Savunma Bakanlığı'nın (MSB) komutan atama yetkisiyle ilgiliydi. Mahkeme, MSB'nin komutan atamasına yetki veren TSK kararını da iptal etti. Bu karar, komutan atamaları konusunda yeni bir düzenleme yapılmasını zorunlu kılıyor.
Bu kararlar, Türkiye'de hukuk devleti ilkesinin ve kuvvetler ayrılığının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Anayasa Mahkemesi'nin bu müdahaleleri, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yetki dengelerinin korunması açısından kritik bir rol oynuyor.
AYM'nin bu kararları, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Kararların ardından farklı kesimlerden çeşitli yorumlar geldi. Bazı hukukçular, AYM'nin kararlarının yerinde olduğunu ve hukuk devleti ilkesinin korunması açısından önemli olduğunu belirtirken, bazıları ise kararların yürütme organının yetkilerini kısıtladığını savundu.