Bilim adamlarının yüzlerce çalışması sonucunda artık genel bir gerçek olarak kabul edilen ve 2015 yılında Paris Anlaşması ile imzalanan küresel sıcaklık artışlarının 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılması konusu, ülkelerin bu anlamda adımlar atmasına ve karbon nötr olmayı planlıyor. Ancak iklim değişikliği bağlamında yapılan yeni bir çalışma, geçmişte yapılan modellemede küçük ama önemli bir detayın dikkate alınmadığını göstermektedir. Bu detay yaşadığımız şehirler!
Şehir ısı adası etkisi olarak tanımlayabileceğimiz olay, şehirlerde bina ve asfalt yol gibi yapıların gündüzleri sıcağı hapsedip geceleri serbest bırakması olarak tanımlayabileceğimiz olay, olumsuz etkilerini çoğaltmaya aday görünüyor iklim değişikliği.
Doğa Illinois Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından yapılan ve İklim Değişikliği dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, en kötü senaryoda, kentsel ısı adası etkisi ile dünyadaki kalabalık şehirlerin ortalama sıcaklığının ortalama bir artış göstermesi muhtemeldir. Bu değer, Paris Anlaşması'nda yer alan sıcaklık artışlarının hiçbir koşulda 2 santigrat dereceyi geçmemesi gerektiği maddesini neredeyse yerle bir ediyor. Bu kadar çok çalışmaya rağmen şehirlerin bu çalışmalarda kendilerine yer bulamamasının sebebi nedir? Illinois Üniversitesi tarafından yürütülen çalışmada ekip lideri olarak görev yapan Lei Zhao'ya göre bu sorunun cevabı basit. Şehirler gezegenimizin sadece% 3'ünü kaplar ve genel olarak iklim değişikliği araştırması şehirleri modellemeye dahil etmez. Okyanuslar, buzullar ve hava akımları gibi daha büyük dinamikler, iklim değişikliğiyle ilgili çalışmaların merkezinde genellikle dikkate alınır.
Sıcaklık artışlarının şehir sakinleri üzerindeki olumsuz etkileri üzerine yapılan son araştırmaya göre önümüzdeki dönem kentliler için çok zor olabilir. Dünya Sağlık Örgütü verileri ışığında konuşan Zhao, bunu rakamlarla dile getirdi. Örneğin 2000-2016 yılları arasında ısı dalgalarına maruz kalan kişi sayısının 125 milyona ulaştığı belirtilirken, 1998-2017 yılları arasında 166 bin kişinin aşırı sıcaklıklardan hayatını kaybettiği belirtildi. Araştırma ekibine göre daha fazlası Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor, 2050 yılına kadar mevcut değerlerde% 70 artış beklemeliyiz. İklim değişikliğini en sert haliyle hissetmesi muhtemel şehirlerin çıkış noktası, şehirlerin daha çok yeşillendirilmesinde yatıyor. Kırsal alanlardaki bitki örtüsü gölgeli alanlar oluşturur ve havaya su buharı salgılayarak ortamı soğutur, bol yeşil alan kentsel alanlar da sıcaklık artışlarının olumsuz etkilerinden kurtulabilir.