
Zohran Mamdani'nin Şok Zaferi: Sol İçin Ne Anlama Geliyor?
Zohran Mamdani'nin New York belediye başkanlığı seçimlerindeki şaşırtıcı zaferi, sol görüşü ulusal çapta heyecanlandırdı. Peki, bu zafer sosyalistler için ne anlama geliyor? Seçim sonuçlarını, ulusal ruh halinin bir göstergesi veya bir ideolojinin haklılığının kanıtı olarak yorumlamak her zaman caziptir. Ancak seçimler, büyük ölçüde adayların yetenekleri ve zaafları tarafından belirlenir.
Mamdani'nin Yükselişi: Tesadüf mü, Strateji mi?
Mamdani'nin 2020'de New York Eyalet Meclisi'ne seçilmesi, 2025'teki adaylığı için zemin hazırladı. Eğer Eric Adams yolsuzlukla anılmasaydı, zaferine doğru ilerleyebilirdi. Sol'un bu fırsatı değerlendirmesini sağlayan çalışma hayati önem taşıyordu. Bu çalışmanın önemli bir kısmı, son on yılda Mamdani gibi adayları belediye meclisi ve eyalet meclisi pozisyonlarına seçmekle uğraşan New York City-Amerika Demokratik Sosyalistleri (NYC-DSA) tarafından yapıldı.
NYC-DSA, yıllar içinde "saha" odaklı, binlerce gönüllünün katılımıyla yürütülen benzersiz bir kampanya ruhu geliştirdi. Bu kampanya ruhu, oy kazanmak için bir taktik olmanın yanı sıra, sıradan insanları doğrudan kampanyaya dahil etmenin bir yoludur. Mamdani, 90 bin gönüllü seçim kampanyası destekçisinin başarısının anahtarı olduğunun farkında.
- Kampanya, DSA'da yıllarca kazanılan ve kaybedilen kampanyalar boyunca geliştirilen bir örgütsel ruh ve teknik beceri üzerine inşa edildi.
- Bu kitlesel katılım ruhu, Mamdani’nin kampanyasının gücü hakkında çoğu dış gözlemcinin fark edebileceğinden çok daha fazlasını açıklıyor.
Yıpranmış Kurumlar ve Fırsatlar
Kampanya sırasında birçok kişi, Mamdani'nin rakiplerine karşı şanslı olduğunu belirtti. Adams'ın yozlaşmış olması, Andrew Cuomo'nun cinsel taciz nedeniyle gözden düşmesi Mamdani'nin işini kolaylaştırdı. Ancak, merkezci adayların bu kadar kötü olmasının yapısal nedenleri var. Tabanı ile giderek kopan ve anlamlı bir iç yapıdan bile yoksun bir Demokrat Parti, nihayetinde o anda partinin tepesinde olup en çok bağış toplayabilen kişi tarafından yönetilir. Bu kişilerin kötü, halkla bağlantısı kopuk, skandallara yatkın, yozlaşmış adaylar olması tesadüf değildir.
Seçmenler aşırılıktan bıkmamıştı ve ortayı aramıyorlardı; politikada (kira ödeyememek) veya siyasette (faşistler tarafından yönetilmek) gibi işe yaramayan bir statükodan bıkmışlardı ve agresif bir şekilde yeni bir şey arıyorlardı. Zohran tam olarak bunu sundu.
Gazze ve Tavizsiz Duruş
Mamdani kampanyasını duyurduğunda, Filistinlilerin haklarına yönelik tutarlı ilkeleri ve aleni desteği, aday olarak en büyük dezavantajı olarak görülüyordu. Fakat bu durum, tam tersine, güçlü bir avantaj olarak ortaya çıktı. Birçok seçmen, ana akım Demokratların İsrail soykırımı için açıkça sahtekârca savunmalarından giderek daha fazla tiksinti duymaya başlamıştı; Mamdani’nin bu konuda taviz vermemesi ve Filistinliler için eşit haklar talep etmesi, sadece İsrail-Filistin konusunda değil, daha geniş anlamda cesareti ve samimiyetinin bir göstergesi oldu.
Mamdani’nin seçilmesi, birçok New Yorklu sosyalistin en cüretkâr hayallerinin ötesinde bir başarıyı temsil ediyor. Önümüzdeki dört yıl içinde şehir olarak birlikte başarabileceklerimize çok şey bağlı. Başarının kesinlikle bir garantisi yok. Ancak New Yorklular için Mamdani yönetimi, karşı koyma fırsatı yaratıyor ve ülke genelindeki sosyalistler içinse kampanyası, iktidarı inşa etmek için altyapı oluşturmanın bir planını sunuyor.












