Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi'nin aldığı son karar, ülke genelinde büyük yankı uyandırdı. Mahkeme, "kadın" kelimesinin yasal tanımının trans kadınları kapsamadığına hükmetti. Bu karar, trans topluluğu ve müttefiklerinden sert tepkiler alırken, gelecekteki olası etkileri hakkında endişeleri de beraberinde getirdi.

Kararın Detayları ve Gerekçesi

Yüksek Mahkeme Yargıcı Lord Hodge, 16 Nisan Çarşamba günü açıkladığı kararda, 2010 tarihli Eşitlik Yasası'ndaki "kadın" tanımının biyolojik cinsiyete dayandığını belirtti. Hodge, "Mahkememizin oybirliğiyle aldığı karara göre, 2010 Eşitlik Yasası'nda geçen 'kadın' ve 'cinsiyet' terimleri, biyolojik kadını ve biyolojik cinsiyeti ifade etmektedir," dedi. Ancak, bu kararın toplumda bir zafer olarak algılanmaması gerektiğini de vurguladı.

Bu karar, İskoçya Kadınları İçin (For Women Scotland -FWS) grubunun açtığı dava sonucu alındı. Trans karşıtı görüşleriyle bilinen ve kendilerini kadın hakları savunucusu olarak tanımlayan FWS'ye, Harry Potter yazarı J.K. Rowling de destek vermişti.

88 sayfalık karar metninde, "Kadınlara yönelik korumaya ilişkin hükümler zorunlu olarak erkekleri dışlar. Bu tanımlamada 'biyolojik' kelimesi geçmese de bu açık ve net kelimelerin olağan anlamı, bir bireyi erkek veya kadın yapan biyolojik özelliklere karşılık gelir," ifadelerine yer verildi.

Tepkiler ve Olası Etkiler

Kararın ardından, trans topluluğu ve destekçileri büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Drag Race yıldızları ve The White Lotus dizisinden Aimee Lou Wood gibi isimler de dahil olmak üzere birçok kişi, sosyal medya üzerinden tepkilerini dile getirdi. Kararın, tarihsel olarak ayrımcılığa uğrayan kesimleri daha da etkileyeceği endişesi hakim.

Love in Exile kitabının yazarı Shon Faye, Instagram üzerinden yaptığı paylaşımda, trans kardeşlerine seslenerek, kararın "çok karanlık" bir tablo çizdiğini belirtti. "Çoğu trans kadın için pratikte pek bir şey değişmeyecek; zaten yıllardır bu ülkede düşmanca bir ortamda yaşıyorlar. Yine de yıkılmış durumdayım, çünkü burada durmayacaklar– artık bunun tadını aldılar," dedi.

Model ve aktivist Munroe Bergdorf ise sosyal medya hesabından, "Bunu birlikte aşacağız," diyerek dayanışma çağrısı yaptı. Bergdorf, önümüzdeki günlerde hukukçularla görüşerek kararın Britanya'daki topluluğun geleceğini nasıl etkileyeceğini değerlendireceklerini belirtti.

Gelecekte Neler Bekleniyor?

Bu kararın, Birleşik Krallık'ta yaşayan trans ve non-binary bireyler üzerinde çeşitli olumsuz etkiler yaratması bekleniyor. Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının tek cinsiyetli alanlarda nasıl hareket edeceği büyük bir merak konusu. Kararın, trans bireylerin haklarına erişimini zorlaştırabileceği ve ayrımcılığı artırabileceği endişesi taşınıyor.

Trans topluluğu ve müttefikleri, bu karara karşı mücadele etmeye ve haklarını savunmaya kararlı. Dayanışma ve birlikte mücadele vurgusu öne çıkarken, kararın olası etkilerini en aza indirmek için çeşitli çalışmalar yapılması bekleniyor.

Yüksek Mahkeme'nin bu kararı, Birleşik Krallık'ta trans hakları konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir. Kararın yankıları uzun süre devam edecek gibi görünüyor. Trans topluluğu, bu karara karşı birlik olarak mücadele etmeye ve haklarını savunmaya devam edecek.