Devlet Su İşleri'nde (DSİ) yaşanan bir olay, hukuk ve sendikal haklar açısından büyük bir tartışma başlattı. KESK/ESM üyesi Yener Çalışkan, daha önce mahkeme kararıyla iptal edilen tayin kararının ardından, şaşırtıcı bir şekilde yeniden tayin edildi. Çalışkan, bu duruma karşı direnişini sürdürerek, "Hukuksuzluğa biat etmeyeceğim" şeklinde açıklama yaptı.
Mahkeme Kararı Neden Uygulanmadı?
38 yıllık devlet memuru Yener Çalışkan'ın yaşadığı bu olay, aslında 11 Ağustos 2023 tarihinde başladı. Çalışkan, Eskişehir'deki DSİ 3. Bölge Müdürlüğü'ndeki görevinden alınarak başka bir şubeye atanmıştı. Bu atama, Çalışkan'ın sendikası KESK aracılığıyla açtığı dava sonucunda mahkeme tarafından iptal edildi. Mahkeme, atama işleminin yalnızca Genel Müdürlük tarafından yapılabileceğine hükmetmişti.
Ancak, tüm bu hukuki süreçlere rağmen, Yener Çalışkan yargı kararına rağmen ikinci kez yer değişikliğine maruz bırakıldı. Bu durum üzerine DSİ 3. Bölge Müdürlüğü önünde oturma eylemine başlayan Çalışkan, hukuk mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini belirtti.
Sendikalar ve Sivil Toplumdan Destek
Yener Çalışkan'a yapılan bu haksız uygulama, KESK ve diğer sivil toplum örgütlerinin tepkisini çekti. DSİ 3. Bölge Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında, "Baskıya, sürgüne, mobbinge son" sloganları atıldı. KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, bu tür keyfi uygulamaların kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, "Bu kurumlar müdürlerin kurumları değil; bu kurumlar, bu ülkede yaşayan 86 milyon insanın kurumlarıdır" dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan da Çalışkan'a destek vererek, "Meclis'te, sokakta, nerede olursa olsun sendikalarımızla omuz omuza mücadele edeceğiz" şeklinde konuştu.
- KESK/ESM üyesi Yener Çalışkan'a destek sürüyor.
- Hukuksuz uygulamalara karşı direniş devam ediyor.
- Sivil toplum örgütleri ve siyasi temsilciler destek veriyor.
Hukuki Süreç Nasıl İşleyecek?
Bu olay, kamuoyunda büyük bir merak uyandırırken, hukuki sürecin nasıl işleyeceği de merak konusu. Mahkeme kararının uygulanmaması ve Çalışkan'ın yeniden tayin edilmesi, hukuk devletine olan güveni sarsan bir durum olarak değerlendiriliyor. KESK ve diğer sivil toplum örgütleri, bu hukuksuzluğun takipçisi olacaklarını ve Yener Çalışkan'a desteklerini sürdüreceklerini açıkladılar.
Yener Çalışkan'ın yaşadığı bu olay, Türkiye'de sendikal hakların ve hukuk devletinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Çalışkan'ın kararlılığı ve mücadelesi, diğer kamu çalışanları için de bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.