CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajda, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına ve yaklaşan kurultay sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle Kılıçdaroğlu'nun "Partiyi kayyuma bırakmam" sözlerine yanıt veren Özel, CHP'nin kurultay iradesiyle seçilmiş kadrolar tarafından yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Özel'in açıklamaları, parti içinde süregelen tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor.

CHP'de Kayyum Tartışması: Özel'den Net Tavır

Özgür Özel, Kılıçdaroğlu'nun kayyum konusundaki endişelerini yanlış bilgilendirmeye bağladı. Siyasi Partiler Kanunu'nda kayyum değil, Çağrı Heyeti'nin bulunduğunu ve bu heyetin görevinin 40 gün içinde seçim yapmak olduğunu hatırlattı. Özel, "Biz kayyuma da partiyi bırakmayız, butlana da bırakmayız" diyerek, CHP'nin her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olduğunu ifade etti. Ayrıca, 81 il başkanı ve belediye başkanının da bu konuda aynı düşüncede olduğunu belirterek, AKP'nin olası oyunlarına karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Özel, 19 Mart'ta yaşananları hatırlatarak, o dönemde gösterilen direnişin önemine değindi. Eğer o gün Saraçhane'ye gidilmeseydi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanabileceğini ve bu durumun 4 yıl sürebileceğini söyledi. Olağanüstü kurultayda delegenin iradesinin tazelendiğini ve bu iradenin yok sayılamayacağını belirtti.

Eleştirilere Yanıt: Sahada Karşılığımız Var

Parti içinden gelen eleştirilere de değinen Özgür Özel, 47 yıl sonra birinci parti olunması ve belediyelerin yüzde 65'inin kazanılması gibi başarıların elde edildiği bir dönemde, "CHP iyi yönetilemiyor" eleştirilerini doğru bulmadığını ifade etti. Ayrıca, sahada tutumlarının karşılığı olduğunu ve eleştiri olmadığını söyledi. Bu açıklamalar, Özel'in liderliğine yönelik parti içindeki desteğin güçlü olduğunu gösteriyor.

Özel, birtakım ihraçların konuşulduğu ve iki yıllık bir süreden söz edildiği iddialarına da yanıt verdi. Parti birinci partiyken, seçimsiz bir şekilde göreve gelip milletvekillerini ihraç etmenin doğru olmadığını, demokratik bir yarışın önünün açılması gerektiğini savundu. Kendi seçimi kaybetse bile partinin neferi olarak çalışmaya devam edeceğini, ancak seçim kazanmadan kimseye partiyi bırakmayacağını vurguladı.

• Seçim kaybetmeden partiyi bırakmayacağını
• Demokratik yarışın önünü açacağını
• Partinin neferi olarak çalışmaya devam edeceğini

Dış Politika ve Savunma Sanayi Eleştirisi

Özgür Özel, dış politika ve savunma sanayi konularında da hükümeti eleştirdi. Erdoğan hükümetinin Trump rejimine esir düştüğünü ve Türkiye'nin Amerika'nın planlarının bir parçası haline geldiğini savundu. İran'a demokrasi gelecekse, bunun İranlılar tarafından getirilmesi gerektiğini, Amerika'nın müdahalesiyle değil. Ayrıca, Türkiye'nin savunma sanayindeki durumunu da eleştiren Özel, filoya kazandırılan uçak sayısının yetersiz olduğunu, F-35 programından çıkarıldığımızı ve S-400'lerin kullanılamadığını söyledi. Eurofighter meselesinde de hükümetin başarısız olduğunu iddia etti.

Avrupa Birliği üyeliği konusunda da açıklamalarda bulunan Özel, bu konuyu Almanya ziyaretinde gündeme getireceğini ve Avrupa Parlamentosu'ndaki toplantıya katılacağını belirtti. Türkiye'nin Trump'ın ya da Putin'in kucağına itilmemesi gerektiğini ve Avrupa tarafından kapsanması gerektiğini vurguladı. AB üyelik sürecinin yeniden canlandırılmasının en büyük hedefleri olduğunu ifade etti.

Özgür Özel'in bu açıklamaları, CHP içinde ve kamuoyunda geniş yankı uyandıracak gibi duruyor. Özellikle Kılıçdaroğlu ile yaşanan polemik ve kurultay süreci, önümüzdeki günlerde siyasetin en çok konuşulan konularından biri olmaya devam edecek. CHP'nin geleceği ve izleyeceği yol, bu tartışmaların sonucunda şekillenecek.