
Nana'nın Sınır Dışı Edilmesi Şüpheli mi? Avukatından Şok Açıklamalar!
İstanbul Üniversitesi'nde yemekhane eylemine katıldığı gerekçesiyle sınır dışı edilen Nanaxanim (Nana) Babazade'nin avukatı Ahmet Baran Çelik, kararın acele verilmesinin şüpheli olduğunu belirtti. Çelik, müvekkilinin can güvenliğinin olmadığı Azerbaycan'a gönderilmesinin uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu savundu.
Süreç Neden Bu Kadar Hızlı İşledi?
Avukat Ahmet Baran Çelik, bianet'e yaptığı açıklamada, davanın normalde bir yıla yakın sürmesi gerekirken 48 günde sonuçlandığına dikkat çekti. Çelik, "Müvekkilimiz hakkında 23 Ağustos itibariyle sınır dışı edilme kararı verilmiş, tarafımızca da 26 Ağustos tarihinde süresi içerisinde bu karara karşı İdare Mahkemesinde iptal davası açılmıştır. Bu davalar genel olarak bir yıla yakın sürmekte. Ancak Nanaxanım için açtığımız dava 13 Ekim de yani 48 günde sonuçlandırılmıştır. Aynı mahkemede ve daha eski davalar hakkında karar verilmemişken bu dosyada neden bu kadar hızlı karar verildiğini bilmek isteriz" dedi.
Çelik, ayrıca müvekkili için konulan tahdit koduna ilişkin dava açma süresi dolmadan acele karar verilmesinin nedenini sorguladı. Bu durumun, sürecin normalden çok kısa sürmesi nedeniyle şüpheli olduğunu vurguladı.
Uluslararası Sözleşmelere Aykırılık İddiası
Nana'nın dava sürecinin her aşamasında Azerbaycan'a gitmek istemediğini ve orada hayati tehlikesi olduğunu kayıtlara geçirdiğini ifade eden Çelik, "Güvenli üçüncü ülke değerlendirmesi yapılmadan, hayati tehlikesi olan bir ülkeye gönderilmiş olması kanunlara ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır" şeklinde konuştu.
Avukat Çelik, Babazade'nin sınır dışı edilme biçiminin de insanlık dışı olduğunu aktararak, "Müvekkilimizle yapmış olduğumuz görüşmede kendisi deport edilirken eşyalarını, ilaçlarını almasına izin verilmediğini öğrendik. Kendisi terlik ile deport edilmiştir. Kendisi elleri, ayakları, gözleri ve ağzı bağlanmak suretiyle Azerbaycan'a gönderilmiştir. Çatalca GGM'den bu şekilde çıkarılmış olup Azerbaycan'da kolluk güçlerine de bu şekilde teslim edilmiştir. Yani saatlerce bu şekilde, işkence halinde tutulmuştur. Yapılan bu muamele işkencedir, haklarında yasal yollara başvurucağız" ifadelerini kullandı.
Nana'ya Özgürlük İnisiyatifi'nden Açıklama
Nana’ya Özgürlük İnisiyatifi, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde düzenlediği basın toplantısında yaşanan sürece ilişkin detaylı açıklama yaptı. İnisiyatif, Babazade’nin 2 yıldır Türkiye’de yaşadığını, öğrenci ve ekoloji hareketlerinde yer aldığını hatırlatarak, Babazade'nin ailesinin tehditleri ve Azerbaycan devletinin muhaliflere dönük sürek avının bir sonucu olarak ülkeden ayrılmak zorunda kaldığını belirtti.
İnisiyatifin açıklamasında, Babazade'nin İstanbul Üniversitesi Antropoloji bölümünde Yüksek Lisans öğrenimi gördüğü ve ülkesinde ve Türkiye’de yaşadığı haksızlıklar karşısında ses çıkarma sorumluluğu içinde hareket ettiği vurgulandı.
- Yemekhane ücretlerine getirilen zamlara karşı çıktı.
- Kadınların yaşadığı şiddet ve baskıya karşı mücadele etti.
- Sokak hayvanlarının katledilmesine karşı ses yükseltti.
- İnancından, milliyetinden, cinsiyet kimliğinden dolayı hedef alınan herkesin yanında oldu.
Ayrıca, Babazade'ye MİT üyesi olduğunu iddia eden kişiler tarafından ajanlık teklif edildiği ve bu teklifi reddetmesi sebebiyle bir dizi hak ihlaline maruz bırakıldığı iddia edildi.
Nana Babazade'nin sınır dışı edilmesi, insan hakları savunucuları ve kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Avukatının açıklamaları ve Nana'ya Özgürlük İnisiyatifi'nin basın toplantısı, sürecin şeffaflığı ve uluslararası hukuk normlarına uygunluğu konusundaki endişeleri daha da artırdı. Bu olay, Türkiye'deki göçmen politikaları ve insan hakları uygulamaları hakkında ciddi soruları gündeme getiriyor ve yetkililerin bu konudaki yaklaşımlarını daha da dikkatli bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini gösteriyor.












