Lübnan, son dönemde bölgesel güçlerin çekişme alanı haline gelmiş durumda. ABD'nin özel temsilcisinin Beyrut ziyareti ve Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararı, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyor. Bu gelişmeler, İran'ın bölgedeki etkisini azaltma çabalarıyla da yakından ilişkili.

Lübnan'da Hizbullah Krizi Derinleşiyor mu?

Lübnan hükümeti, Hizbullah'ın aşamalı olarak silahsızlandırılmasını öngören bir yol haritası üzerinde uzlaşmıştı. Amaç, yıl sonuna kadar örgütün tamamen silahsızlandırılmasını sağlamaktı. Bu kararın karşılığında İsrail'in Lübnan'daki askeri operasyonlarını durdurması bekleniyordu. Ancak, İsrail'in güneydeki işgalini sürdürmesi ve hava saldırılarına devam etmesi, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bu durum, şu soruları akla getiriyor:

• Hizbullah'ın silahsızlandırılması mümkün mü?
• İsrail, operasyonlarını durduracak mı?
• Bölgedeki gerilim tırmanacak mı?

ABD'nin Lübnan Stratejisi Ne Anlama Geliyor?

ABD'nin özel temsilcisinin Beyrut ziyareti, Washington'ın Lübnan'a yönelik stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ziyaretin amacı, Lübnan'daki siyasi aktörlerle görüşerek ülkenin geleceğine yönelik planlarını paylaşmak. ABD'li temsilci, "Kimseyi korkutmaya gelmedik, geleceğe odaklanıyoruz" mesajı verirken, İran'a yakın analistler, ziyaretin Şii toplumu içindeki bölünmeyi derinleştirme amacı taşıdığını iddia ediyor. Bu durum, ABD'nin Lübnan'daki etkisini artırma ve İran'ın etkisini azaltma çabalarının bir yansıması olarak yorumlanabilir.

Lübnan'ın karmaşık siyasi yapısı ve bölgesel güçlerin çıkarları, ülkeyi sürekli bir gerilim ortamında tutuyor. Hizbullah'ın silahsızlandırılması, İsrail'in operasyonları ve ABD ile İran arasındaki rekabet, Lübnan'ın geleceğini belirsizliğe sürüklüyor. Bölgedeki aktörlerin atacağı adımlar, Lübnan'ın istikrarı ve güvenliği açısından kritik önem taşıyor.