Türkiye genelinde Mart ayında kaydedilen yağış miktarı, son 35 yılın en düşük seviyesine gerileyerek kuraklık endişelerini artırdı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, ülke genelindeki ortalama yağış miktarı 28,8 milimetre olarak gerçekleşti. Bu durum, uzun yıllar ortalamasının ve geçen yılın aynı dönemine göre ciddi bir düşüş anlamına geliyor. Özellikle bazı bölgelerde durumun daha da kritik olduğu belirtiliyor.
Bölgesel Yağış Durumu: Hangi Bölgeler Alarm Veriyor?
Mart ayı yağışlarındaki azalma, Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı şiddetlerde hissedildi. Ege, Marmara, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde son yılların en düşük yağış miktarları kaydedildi. İşte bölgesel detaylar:
- Ege Bölgesi: Yağışlardaki azalma %65 seviyesinde. Tarım ve su kaynakları açısından kritik bir durum söz konusu.
- Marmara Bölgesi: Yağışlar %39 azaldı. Sanayi ve nüfus yoğunluğu düşünüldüğünde, su kaynaklarının verimli kullanılması büyük önem taşıyor.
- İç Anadolu Bölgesi: Yağışlardaki düşüş %35 olarak kaydedildi. Kuraklık riski, tarımsal üretimde ciddi kayıplara yol açabilir.
- Karadeniz Bölgesi: Son 32 yılın en düşük yağış miktarı kaydedildi. Heyelan riskinin artabileceği uyarısı yapılıyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün '2025 Yılı Mart Ayı Alansal Yağış Raporu' verileri, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. 1991-2020 yılları arasındaki normal yağış ortalaması 61,2 mm iken, 2024 Mart ayında 69,5 mm olarak gerçekleşen yağış miktarı, bu yıl Mart ayında 28,8 mm'ye kadar düştü. Bu, normaline göre %53, geçen yılın aynı ayına göre ise %59'luk bir azalma anlamına geliyor. Bu verilere göre, Mart ayı yağışları son 35 yılın en düşük seviyesine inmiş durumda.
Kuraklıkla Mücadele: Neler Yapılabilir?
Kuraklık riskinin artmasıyla birlikte alınması gereken önlemler de önem kazanıyor. Su kaynaklarının verimli kullanılması, sulama tekniklerinin iyileştirilmesi, kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin tercih edilmesi ve su tasarrufu bilincinin artırılması gibi adımlar, kuraklıkla mücadelede önemli rol oynayabilir. Ayrıca, yağmur hasadı gibi alternatif su kaynaklarının kullanımı da teşvik edilmeli.
Mart ayı yağışlarındaki bu ciddi azalma, iklim değişikliğinin etkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Uzmanlar, su kaynaklarının korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele konusunda daha kararlı adımlar atılması gerektiğinin altını çiziyor. Aksi takdirde, gelecekte daha büyük su kıtlığı sorunlarıyla karşı karşıya kalınabilir.