İstanbul'da geçtiğimiz aylarda yaşanan izinsiz gösterilere katılan 49 sanık, bugün hakim karşısına çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmaları talep ediliyor. Duruşma, sanıkların savunmaları ve delillerin incelenmesiyle devam etti.
Yasaklara Rağmen Eylemler Devam Etti
İddianamede, İstanbul Valiliği tarafından 19-23 Mart tarihleri arasında toplanma, yürüyüş ve protesto gibi her türlü eylemin yasaklandığı belirtiliyor. Bu yasağın 4 gün süreyle uzatıldığı da ifade ediliyor. Ancak, kentte farklı noktalarda bu yasaklara rağmen çeşitli toplantı, gösteri ve yürüyüşler düzenlendiği, sanıkların hem yasaklama kararına hem de güvenlik güçlerinin dağılmaları yönündeki uyarılarına rağmen eylemlerine devam ettikleri ve dağılmamakta ısrar ettikleri kaydediliyor.
Sanıklar ise haklarındaki suçlamaları reddetti. Mahkeme, olay anına ait görüntülerin bilirkişi incelemesinden dönmesinin ardından, sanık avukatlarına bu kayıtlarda müvekkillerinin yer alıp almadığına dair görüş bildirmeleri için süre verilmesine hükmetti. Ayrıca, İstanbul Valiliği’ne gösteri yasağına ilişkin kararın ilan edilip edilmediği ve ne şekilde duyurulduğuna dair bilgi talep edilmesine karar verildi.
Duruşma Ertelendi, Gözler 24 Ekim'de
İstanbul 70. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına, başka suçtan tutuklu bulunan 14 sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı. Duruşma, 24 Ekim tarihine ertelendi. Bu süreçte, bilirkişi raporunun tamamlanması ve Valilikten bilgi alınması bekleniyor.
"Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla yargılanan sanıkların geleceği, mahkemenin vereceği kararla şekillenecek. Türkiye'de ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı konuları sıkça tartışılırken, bu davanın sonucu da kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.
İfade Özgürlüğü ve Toplanma Hakkı Tartışmaları
Türkiye'de ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı, zaman zaman tartışma konusu olan önemli konulardır. Anayasa, vatandaşlara düşüncelerini özgürce ifade etme ve barışçıl bir şekilde toplanma hakkı tanır. Ancak, bu hakların kullanımı, kamu düzenini bozmamak ve başkalarının haklarını ihlal etmemek şartına bağlıdır.
Son yıllarda, Türkiye'de çeşitli toplumsal ve siyasi konularda birçok gösteri ve protesto düzenlenmiştir. Bu gösterilerin bir kısmı, yetkililer tarafından yasaklanmış veya müdahale edilmiştir. Bu durum, ifade özgürlüğü ve toplanma hakkının sınırları konusunda tartışmalara yol açmıştır. Bu dava, bu tartışmaların ortasında önemli bir örnek teşkil ediyor.
Davanın sonucunda verilecek karar, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve toplanma hakkının geleceği açısından önemli bir işaret olacaktır. Mahkemenin, Anayasa ve yasalara uygun bir karar vermesi bekleniyor.
Bu dava, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve toplanma hakkının ne kadar güvence altında olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getiriyor. Dava sürecinin nasıl ilerleyeceği ve mahkemenin nasıl bir karar vereceği, merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, İstanbul'daki izinsiz gösterilere katılan 49 sanığın yargılanması, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı tartışmalarının önemli bir parçası haline geldi. Duruşmanın ertelenmesiyle birlikte, gözler 24 Ekim'e çevrildi. Bu süreçte, mahkemenin vereceği karar, hem sanıkların geleceğini hem de Türkiye'deki bu temel hakların sınırlarını belirleyecektir.
