İsrail'in Batı Şeria'dan gözaltına aldığı Filistinli gazeteci Ala Rimavi, 2 yıl süren tutukluluğunun ardından serbest bırakıldı. Bu gelişme, Filistin topraklarındaki basın özgürlüğü ve İsrail'in tutuklama politikaları hakkında yeni tartışmaları beraberinde getirdi. Rimavi'nin serbest bırakılması, uluslararası kamuoyunda da yakından takip ediliyor.

Gazeteci Ala Rimavi Serbest Bırakıldı

Sivil toplum kuruluşu Esir Araştırmaları Ofisi, İsrail'in Ramallah'ta yaşayan gazeteci Ala Rimavi'yi 2 yıllık idari tutukluluğun ardından serbest bıraktığını duyurdu. Rimavi, 19 Ekim 2023 tarihinde gözaltına alınmıştı. Gözaltı kararı, İsrail'in Gazze'ye savaş ilan etmesinin ardından alınan olağanüstü hal düzenlemeleri çerçevesinde gelmişti. Bu süreçte, Rimavi'nin yöneticiliğini yaptığı özel bir medya kuruluşu da kapatılmıştı.

İsrail'in Basın Özgürlüğüne Yönelik Baskıları

Filistin Gazeteciler Sendikası, İsrail'in gazetecilere karşı işlediği suçların 8 Ekim 2023'ten bu yana arttığını belirtiyor. Sendikanın açıklamasına göre, bu süreçte 34'ü kadın olmak üzere 252 gazeteci öldürüldü, 153 gazeteci tutuklandı ve 150 medya kuruluşu yıkıldı. Bu veriler, İsrail'in Filistin topraklarındaki basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir baskı uyguladığını gösteriyor.

• 252 gazeteci öldürüldü (34'ü kadın)
• 153 gazeteci tutuklandı
• 150 medya kuruluşu yıkıldı

İdari Tutukluluk Uygulaması Nedir?

İsrail'in "idari tutukluluk" adını verdiği uygulama, Filistinlilerin 1 aydan 6 aya kadar alıkonulmasına olanak tanıyor. Askeri mahkemeler, "İsrail'in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine" karar vererek, tutukluya hangi suçla itham edildiğini açıklamadan, tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor. Bu uygulama, uluslararası hukukta tartışmalı bir konu olarak değerlendiriliyor ve insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor.

Ala Rimavi'nin serbest bırakılması, Filistinli gazetecilere yönelik baskıların son bulması ve basın özgürlüğünün sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, Filistin Gazeteciler Sendikası'nın verileri, bu alanda hala katedilmesi gereken uzun bir yol olduğunu gösteriyor. Uluslararası toplumun, İsrail'in basın özgürlüğüne yönelik ihlallerine karşı daha etkin bir şekilde harekete geçmesi ve Filistinli gazetecilerin korunması için çaba göstermesi gerekiyor.