İran-İsrail Savaşı: Kıbrıs Jeopolitiği Alarm Veriyor!
Gündem

İran-İsrail Savaşı: Kıbrıs Jeopolitiği Alarm Veriyor!


26 June 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 26 June 2025

Orta Doğu'da patlak veren İran-İsrail çatışması, sadece iki ülkenin değil, geniş bir coğrafyanın stratejik dengelerini sarsıyor. Bu durum, Kıbrıs'ın jeopolitik önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ada, bölgedeki krizlerde önemli bir gözlem, müdahale ve konuşlanma üssü olarak öne çıkıyor.

Kıbrıs: İsrail'in İleri Karakolu mu?

İsrail, kuruluşundan bu yana Kıbrıs'ta güçlü bir nüfuz elde etme çabasında. Doğu Akdeniz-Orta Doğu hattındaki stratejik konumu sayesinde Kıbrıs, askeri, istihbarat ve enerji güvenliği açısından büyük önem taşıyor. İsrail, adayı bölgedeki hava ve deniz operasyonları için bir gözlem noktası, Avrupa'ya yakınlığı sayesinde de Batı ile bağlantıyı güçlendiren bir üs olarak kullanmak istiyor. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki artan etkisi ve İran'ın bölgedeki nüfuzu, İsrail'in Kıbrıs'a olan ilgisini daha da artırıyor.

İsrail hükümetleri, Doğu Akdeniz enerji krizini fırsata çevirerek Avrupa Birliği (AB) ve ABD'nin desteğiyle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile stratejik ortaklık kurdu. İki ülke arasında yeni bir güvenlik doktrini oluşturulurken, askeri ve savunma entegrasyon süreci de başlatıldı. Bu gelişmelerle birlikte GKRY, adeta İsrail'in Doğu Akdeniz'deki ileri karakolu haline geldi. İsrail zaten adanın güneyinde bulunan İngiliz üslerinden lojistik ve istihbarat desteği alıyordu. 7 Ekim 2023'te başlayan Aksa Tufanı Operasyonu sonrasında İsrail, Kıbrıs'taki İngiliz üslerinden istihbarat desteği aldı. Rum yönetimi ise bu istihbarat paylaşımına itiraz etmedi ve İsrail'e lojistik kolaylıklar sağladı.

Kriz Anında Can Simidi: Kıbrıs

İran-İsrail çatışması, Kıbrıs'ın İsrail için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. İki ülke arasındaki gerilim nedeniyle hava sahaları kapanınca, İsrailliler ülkeden kaçmak için deniz yolunu tercih etti. Birçok özel yat, Güney Kıbrıs'taki Larnaka ve Limasol limanlarına sığındı. Buraya ulaşanların bir kısmı adada kalırken, diğerleri Larnaka Havalimanı üzerinden Avrupa ülkelerine geçti. Bu olay, Kıbrıs'ın İsrail için sadece bölgesel bir müttefik değil, aynı zamanda acil durumlarda sığınma, tahliye ve yeniden konumlanma için stratejik bir lojistik çıkış noktası olduğunu kanıtladı. Kıbrıs, İsrail için sadece askeri veya diplomatik bir ortak değil, kriz anlarında güvenli geçiş ve bağlantı sağlayabileceği bir "can simidi" konumunda.

Güney Kıbrıs'ın AB üyesi olması, İsrail vatandaşları için Avrupa ile bağlantının korunmasında büyük bir avantaj sağlıyor. Bu durum, adanın İsrail dış politikasındaki yerini daha da önemli hale getiriyor.

Güvenli Arka Bahçe Arayışı

Orta Doğu'daki jeopolitik risklerin artmasıyla birlikte İsrail vatandaşları, Kıbrıs'ı güvenli, Avrupa'ya yakın ve yatırım açısından istikrarlı bir liman olarak görüyor. Son yıllarda İsrail vatandaşlarının Kıbrıs genelinde konut ve ticari mülk alımlarında önemli bir artış yaşanıyor. Bu durum, İsrail vatandaşlarının Kıbrıs'ı sadece geçici bir sığınak değil, aynı zamanda uzun vadeli yerleşim ve ekonomik güvence için cazip bir seçenek olarak gördüğünü gösteriyor. Hatta bazıları adayı demografik açıdan stratejik bir arka bahçe olarak değerlendiriyor.

  • Kıbrıs'ın güvenli bir liman olarak görülmesi
  • Avrupa'ya yakınlığı
  • Yatırım açısından istikrarlı olması

Bu nedenle İsrail'in Kıbrıs sorununun çözülmesini istemesi pek olası değil. Doğu Akdeniz'deki varlığını güçlendirme stratejisi çerçevesinde İsrail hükümetleri, adadaki çözümsüzlüğü bir fırsat olarak görüyor. Çünkü bu durum, İsrail'e Kıbrıs'ta daha serbest hareket etme, farklı aktörlerle iş birliği geliştirme ve bölgesel dengeyi kendi lehine kullanma imkanı tanıyor.

İran-İsrail gerilimi tırmanırken, Kıbrıs'ın jeopolitik önemi daha da arttı. Ada, İsrail için güvenli bir sığınak, stratejik bir üs ve Avrupa'ya açılan bir kapı olma özelliğini koruyor. Bölgedeki dengeler değiştikçe, Kıbrıs'ın rolü daha da kritik hale gelebilir.