İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ABD'nin İran'a yönelik saldırılarına sert tepki gösterdi. Arakçi, uluslararası toplumu acil ve kararlı bir şekilde harekete geçmeye çağırdı.

Arakçi'den Sert Eleştiriler

Arakçi, ABD'nin saldırısının daha önce hiç görülmemiş bir ihlal olduğunu vurgulayarak, "Yapılan bu saldırı soykırımcı bir rejim ile beraber gerçekleştirilmiştir. ABD yönetimi bu saldırgan tutumun sonuçlarından sorumludur. Saldırı, bir kez daha ABD tarafının İran'a karşı duyduğu düşmanca tavır ve düşünceyi ortaya koydu." ifadelerini kullandı. İran'ın halkını ve topraklarını koruma kararlılığını dile getiren Arakçi, ülkesini sadece ABD saldırganlığına karşı değil, İsrail'in "yasa tanımayan saldırılarına" karşı da koruyacaklarını belirtti.

Arakçi'nin konuşmasında öne çıkan bazı noktalar:

• ABD'nin saldırısı uluslararası hukukun açık bir ihlalidir.
• Saldırı, bölgede gerginliği tırmandırmayı amaçlamaktadır.
• İran, halkını ve topraklarını koruma konusunda kararlıdır.
• Uluslararası toplum, bu saldırılara karşı sessiz kalmamalıdır.

Nükleer Tesislere Saldırı Uyarıları

Barışçıl nükleer tesislere yapılan saldırıların sadece BM kurallarının değil, aynı zamanda bir ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliğine dair BM kararlarının da ihlali olduğunu belirten Arakçi, "ABD tehlikeli sonuçlardan sorumludur. Uluslararası kuruluşlar acil ve kararlı bir şekilde harekete geçmeli. Sadece nükleer tesisler değil, Avrupa Birliği şartı ve uluslararası hukuk bombalandı." dedi.

Uluslararası Topluma Çağrı

Arakçi'nin bu sert açıklamaları, İran ile ABD arasındaki gerginliğin daha da tırmanabileceği sinyalini veriyor. Uluslararası toplumun bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği ve gerginliği azaltmaya yönelik hangi adımları atacağı merakla bekleniyor. İran'ın, ABD'nin bu saldırılarına karşı nasıl bir karşılık vereceği de önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Bölgedeki istikrarın korunması ve daha büyük bir çatışmanın önlenmesi için diplomatik çabaların artırılması büyük önem taşıyor.