COP30 Alarmı! Çevre Gazetecileri Neden Hedefte?
Gündem

COP30 Alarmı! Çevre Gazetecileri Neden Hedefte?


28 October 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 28 October 2025

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF),yaklaşan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 30. Taraflar Konferansı (COP30) öncesinde çarpıcı bir uyarıda bulundu. Örgüt, çevre konularını haberleştiren gazetecilerin dünya genelinde artan baskı, tehdit ve şiddete maruz kaldığını vurgulayarak, devletlere bu duruma karşı acil önlem alma çağrısında bulundu. Peki, çevre haberciliği neden bu kadar tehlikeli?

Çevre Haberciliği Neden Hedefte?

Doğal kaynakların kullanımı, korunması ve çevre sorunları gibi konuları ele alan gazeteciler, Kamboçya'dan Amazon'a, Fransa'dan Mısır'a kadar birçok ülkede engelleniyor, tehdit ediliyor, gözaltına alınıyor, saldırıya uğruyor, hapsediliyor ve hatta öldürülüyor. RSF, bu durumun basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor.

RSF Yayın Direktörü Anne Bocandé, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in iklim dezenformasyonuna karşı mücadele çağrısını hatırlatarak, "İklim değişikliğiyle mücadelede güvenilir bilgiyi korumak bir öncelik haline getirilmelidir. İster Ukrayna, ister Kamboçya, ister Gana ister Brezilya olsun, çevre konularını araştıran gazeteciler düzenli olarak engelleniyor, şiddet görüyor ve hatta öldürülüyor. Ancak güvenilir bilgi sağlayan bu sesler, iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemli bir rol oynuyor. Onlar, tehditlere ve şiddete rağmen dünyanın iklim krizi hakkındaki gerçeği öğrenmesini sağlayanlardır. COP 30 açılışına birkaç gün kala, devletlerin bilginin bütünlüğü ve gazetecilerin korunması için harekete geçmesi acil bir gerekliliktir," dedi.

RSF'den COP30 Öncesi Acil Çağrı

RSF, COP30 öncesinde devletlere şu önemli çağrılarda bulundu:

  • Güvenilir haber ve bilgi aktörlerinin korunması, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir eksen haline getirilmelidir.
  • Çevre haberciliği yapan gazetecilere yönelik baskı ve tehditler soruşturulmalı, sorumlular cezalandırılmalıdır.
  • Basın özgürlüğünü kısıtlayan yasalar gözden geçirilmeli ve uluslararası standartlara uygun hale getirilmelidir.

Son 10 yılda, çevre konularını haberleştiren yaklaşık 30 gazeteci öldürüldü. Bu durum, çevre haberciliğinin ne kadar riskli olduğunu açıkça gösteriyor. RSF, bu gazetecilerin anısını yaşatmak ve çevre haberciliğinin önemine dikkat çekmek için çalışmalarına devam edeceğini belirtti.

Örneğin, Kamboçya'da Boeung Per doğa rezervinde yasa dışı orman kesimini araştırırken vurulan gazeteci Chhoeung Chheng hayatını kaybetmiş, Türkiye'de ise Sözcü Gazetesi'nin 26 çalışanı, madencilik projelerini eleştirdikleri için suç duyurusuna maruz kalmıştır. Fransa'da ise gazeteci Inès Léraud, çevre araştırmaları nedeniyle çevrimiçi tacize uğramış ve hakkında davalar açılmıştır.

İklim Değişikliğiyle Mücadelede Basın Özgürlüğünün Rolü

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün (RSF) COP30 öncesinde yaptığı uyarı, çevre haberciliğinin ve basın özgürlüğünün iklim değişikliğiyle mücadeledeki kritik rolünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Çevre sorunlarının derinleştiği ve iklim krizinin etkilerinin giderek daha fazla hissedildiği günümüzde, doğru ve güvenilir bilgiye erişim hayati önem taşıyor. Bu nedenle, çevre haberciliği yapan gazetecilerin korunması ve desteklenmesi, yalnızca basın özgürlüğünün değil, aynı zamanda toplumun geleceğinin de güvence altına alınması anlamına geliyor.