
Abbas'tan Kritik Gazze Çağrısı! Filistin'in Yeni Yol Haritası
Filistin lideri Mahmud Abbas, Gazze Şeridi'nin geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Gazze'nin idaresi için kurulacak bir Arap ya da uluslararası ortaklığa Filistin Yönetimi'nin sıcak baktığını belirten Abbas, Hamas'a da kritik bir çağrıda bulundu. İşte Abbas'ın dikkat çeken açıklamaları ve Filistin'in geleceğine dair yol haritası.
Gazze'de Yönetim ve İşbirliği
Mahmud Abbas, Al Arabiya'ya verdiği röportajda, Filistin Yönetimi'nin Gazze'yi yönetme kabiliyetine sahip olduğunu ve bu sorumluluğu almaya hazır olduğunu vurguladı. Abbas, "Gazze'yi yönetecek kabiliyete sahibiz ve bu sorumluluğu almaya hazırız. Gazze'nin yönetiminde Arap veya uluslararası bir işbirliğine de kapalı değiliz" şeklinde konuştu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu "Filistin halkına soykırım uygulamaya devam etme azminde olmakla" itham eden Abbas, Gazze'nin ciddi bir açlık tehlikesiyle yüz yüze olduğu konusunda uyarılarda bulundu.
Abbas, Filistin Yönetimi'nin Gazze'deki savaşa son vermek için diplomatik çabalarını sürdürdüğünü belirterek, İsrail ile bir savaş arzusunda olmadıklarını, barışçıl kitle direnişini esas aldıklarını ifade etti.
Hamas'a Çağrı ve Filistin Birliği
Abbas, Hamas ile defalarca masaya oturduğunu ancak bir sonuç alamadığını belirterek, şu önemli noktaların altını çizdi:
- Hamas'ın FKÖ'yü (Filistin Kurtuluş Örgütü) ve hukuki yükümlülüklerini tanıması şarttır.
- Hamas'a sesleniyorum: Biz tek bir halk ve tek bir devletiz.
- Hamas da tek devlet ve tek otorite altında silahlanma prensibini benimsemelidir.
Abbas, Filistin halkının zorla tehcire tabi tutulmasına engel olmak için çabaladıklarını ifade ederken, Ürdün ve Mısır'a "Gazze ve Batı Şeria'dan nüfusun sürülmesini engellemedeki haysiyetli tavırları" için teşekkür etti.
Filistin'in Tanınması ve Oslo Anlaşmaları
Filistin'in uluslararası alandaki tanınma çabalarına değinen Abbas, "Şu ana kadar 149 ülke Filistin'i devlet olarak tanıdı, pek çok lider de yakında tanıyacakları bilgisini bana iletti. Filistin'in tam üye olması için de BM'ye başvuracağız" açıklamasında bulundu.
Abbas, Oslo Anlaşmaları'nda taviz verildiği iddialarını yalanlayarak, "Oslo'da Filistinliler herhangi bir ödün vermemiştir; aksine, o anlaşma 1,8 milyon Filistinlinin anavatanına geri dönüşünün yolunu açmıştır" dedi. Netanyahu'nun "Oslo'yu geçersiz kılma veya askıya alma" çabasında olduğunu ifade eden Abbas, "Bu, iki taraflı bir mutabakattır ve tek taraflı feshedilemez. Oslo'da İsrail ile FKÖ'nün birbirini tanıması kararlaştırılmıştı ve şimdi İsrail tarafı, FKÖ'yü Filistin halkının temsilcisi kabul ettiğine pişmanlık duyuyor" şeklinde konuştu.
Lübnan'daki Silahsızlanma ve Suudi Arabistan Desteği
Lübnan'daki Filistinli mülteci kampları meselesine de değinen Abbas, "Lübnan'daki kampların silahlardan arındırılması müzakereleri 15 yıl evvel başladı. Bu kampların silahsızlandırılması Lübnan'ın güvenliğine de bir katkıdır. O silahlar 1969'da bir amaca hizmet ediyordu ama artık bir işlevleri kalmadı" dedi. Abbas, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Aoun ile kamplardaki tüm silahların toplanması hususunda mutabık kaldığını belirtti.
Suudi Arabistan meselesinde ise Abbas, Krallığın "Filistin'le ilgili tüm tutumlarını sürdürdüğünü" ifade etti ve "Suudi Arabistan için hiçbir menfaatin bir Filistin devletinin kurulmasından daha öncelikli olmayacağının" altını çizdi.
Mahmud Abbas'ın bu açıklamaları, Filistin'in geleceği ve bölgedeki barış çabaları açısından kritik bir dönemeç olarak değerlendirilebilir. Gazze'deki insani krizin çözümü, Filistin birliğinin sağlanması ve uluslararası destek, bölgedeki kalıcı barışın tesis edilmesi için hayati önem taşıyor. Abbas'ın çağrıları ve Filistin Yönetimi'nin attığı adımlar, bu hedeflere ulaşılması için önemli bir zemin oluşturabilir.