34 Yıllık Kabus Bitti Mi? Ayşe'nin Şiddet Dolu Çığlığı!
Gündem

34 Yıllık Kabus Bitti Mi? Ayşe'nin Şiddet Dolu Çığlığı!


23 May 20255 dk okuma9 görüntülenmeSon güncelleme: 08 June 2025

İstanbul'da yaşayan Ayşe T., 34 yıllık evliliği boyunca eşi Hilmi T.'nin fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını belirterek boşanma davası açtı. Dilekçesinde, eşinin kendisini ve çocuklarını sürekli tehdit ettiğini, hatta oğlunu bıçakla yaraladığını iddia eden Ayşe T., can güvenliklerinin sağlanmasını talep etti. Bu olay, Türkiye'de giderek artan kadına şiddet vakalarının acı bir örneği olarak kayıtlara geçti.

Şiddet Döngüsü ve İddialar

Ayşe T.'nin İstanbul Aile Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede yer alan iddialar, uzun yıllar süren bir şiddet döngüsünü gözler önüne seriyor. Dilekçeye göre, Hilmi T. evlilikleri boyunca eşine sürekli olarak fiziksel, sözlü ve psikolojik şiddet uyguladı. En son olayda ise, Hilmi T.'nin silahla eşini ve çocuklarını öldürmekle tehdit ettiği ve çıkan tartışmada oğlu Kemal T.'yi yaraladığı belirtildi. Bu vahim olay üzerine Ayşe T. ve çocukları şikayetçi oldu ve savcılık soruşturma başlattı.

Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği'ne sevk edilen Hilmi T., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede Hilmi T. hakkında ‘silahla tehdit’ ve ‘yaralama’ suçlarından dava açıldı. Ancak, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Hilmi T., cezalandırılmasına rağmen aynı gün tahliye edildi. Bu durum, Ayşe T. ve çocuklarının can güvenliği konusunda endişelerini daha da artırdı.

Adalet Arayışı ve Toplumsal Yansımalar

Ayşe T.'nin yaşadığı bu olay, aile içi şiddetin toplumda yarattığı derin yaraları bir kez daha gözler önüne serdi. Kadınların ve çocukların korunması, şiddetin önlenmesi ve faillerin cezalandırılması için daha etkin mekanizmaların oluşturulması gerektiği açıkça görülüyor. Ayşe T.'nin adalet arayışı, benzer durumda olan birçok kadın için de bir umut ışığı olabilir. Bu tür davaların yakından takip edilmesi ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi, şiddetle mücadelede önemli bir rol oynayacaktır.

Türkiye'de kadına şiddet, ne yazık ki, yaygın bir sorun olmaya devam ediyor. Resmi verilere göre, her yıl binlerce kadın şiddete maruz kalıyor ve birçoğu hayatını kaybediyor. Bu nedenle, devletin ve toplumun tüm kesimlerinin bu konuda daha duyarlı olması ve gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor. Şiddet mağdurlarına destek olmak, onları cesaretlendirmek ve adalet mekanizmalarına erişimlerini kolaylaştırmak, hepimizin sorumluluğundadır.

Ayşe T.'nin yaşadığı bu travmatik olay, şiddetin sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal boyutlarının da ne kadar yıkıcı olabileceğini gösteriyor. Uzun yıllar süren şiddet, mağdurların ruh sağlığını derinden etkileyebilir, özgüvenlerini zedeleyebilir ve topluma uyumlarını zorlaştırabilir. Bu nedenle, şiddet mağdurlarına yönelik psikolojik destek ve rehabilitasyon hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve erişilebilir hale getirilmesi büyük önem taşıyor.

Sonuç

Ayşe T.'nin 34 yıllık çilesi, Türkiye'deki kadınların karşı karşıya kaldığı şiddetin acı bir örneği. Adalet arayışında olan Ayşe T.'nin mücadelesi, benzer durumda olan diğer kadınlara da cesaret veriyor. Umarız ki, Ayşe T.'nin davası, adaletin yerini bulmasıyla sonuçlanır ve benzer olayların yaşanmaması için bir örnek teşkil eder. Toplum olarak, şiddete karşı sıfır tolerans ilkesini benimsemeli ve her türlü şiddet eylemine karşı birlikte mücadele etmeliyiz.