Medyaradar analisti Atilla Akar, İzmir’de bir gece kulübündeki zenne ve tesettürlü kadın görüntüleri üzerinden “Muhafazakâr” kesimdeki giderek acayipleşen davranış kodlarını tartıştı. Muhafazakar kesimde yükselen hedonizm tartışma yaratmaya devam ediyor. Peki, bu yeni akımın ardında yatan sebepler neler?

Dönemin Ruhu ve AKP Devri

Toplumsal süreçlerdeki değişimler, toplumun tüm bireylerini etkiliyor. Kültürel ve yaşamsal kalıplar dönüşüyor, kuşak davranışları değişiyor. Artık devir "AKP devri" ve toplum onların tercihlerine göre şekilleniyor. Eskinin sarıklı, cübbeli İslamcıları gitmiş, yerlerini takım elbiseli, cep mendilli iş adamları almış. Bu değişim, beraberinde yeni bir sermaye kesimini de getirmiş durumda.

Bu durumun bazı sonuçları ise şu şekilde sıralanabilir:

• Yeni bir "Elit sınıf" oluşumu
• Lüks yaşam tarzına düşkünlük
• Alt tabakadan uzaklaşma
• Marka ve lüks bağımlılığı

Özellikle bu sınıfın kadınları ve kızları, pahalı giysileri, marka başörtüleri ve aksesuarları ile dikkat çekiyor. Kendi çevrelerinde özel günler ve eğlenceler düzenliyorlar. Hatta muhafazakâr kadınların disko müzikleri eşliğindeki matinelerde eğlenmeleri bile söz konusu.

Laik Kesimden Kopyalanan Özenti Davranışlar mı?

"Baby Shower" mevlitleri, düğün sonrası "After Party"leri, lüks yatlarda eğlenceler gibi trendler de bu kesimde yaygınlaşıyor. Aslında bunların çoğu laik kesimden kopya davranışlar gibi gözüküyor. Tabii alttan alta seküler yaşamlara bir özenme ve de epeyce miktar "Görmemişlik" sezilmiyor değil. Düne değin “Masonik burjuvazi” de eleştirdikleri ne varsa üç aşağı beş yukarı ödünç alınmış gibidir sanki. Modernizm onları da kuşatmıştır. Onlarda dünyevileşmişlerdir!

Atilla Akar bu durumu şöyle değerlendiriyor: "Bu profilde şımarıklık ve paçalarından akan görgüsüzlük belirgindir. Aslında bunların çoğu laik kesimden kopya davranışlar gibi gözüküyor. Sadece kendilerine uyarlamışlar."

Sosyolojik ve Politik Yansımalar

Sosyolojideki değişim, politikayı da etkiliyor. Klasik İslamcılık değişiyor, post-modernizmin baskısı ve siyasal iktidarın getirdiği ekonomik imkanlarla bambaşka tipler ortaya çıkıyor. Paranın, iş bitiriciliğinin, dünyaya tutku derecesinde bağlılığın olduğu bir ortamda, ideolojiler ve inançlar tanınmaz hale geliyor.

Akar, "Bunlar ideolojileri, inançları yıkıyor, tanınmaz hale getiriyor. İşin ilginci kimse ne kadar tuhaf hale geldiklerinin farkında değil. Hoş umurlarında olduğunu da sanmıyorum!" diyor.

Bu durum, toplumun genelinde bir kültürsüzlüğe yol açıyor. Muhafazakarlar da bu durumdan etkileniyor ve toplum rotasından sapmaya başlıyor.

Peki, İslami insanlar eğlenmeyecek mi? Elbette eğlenecekler. Ancak herkes kendi dünya görüşü çerçevesinde tutarlı olmak zorunda. Eğleniyorum diye kendi inanç dizgesine aykırı davranışlar sergileyemezsin. Özellikle böylesi şımarıkça davranışlar sergilemekten kaçınmak gerekiyor.

Eskiden ultra hedonist davranışlar sadece laik kesime aitken, şimdi İslamcı cephe adeta onlarla yarışıyor. Toplumda egemen davranış kalıbı, "haz bağımlılığı" olarak özetlenebilecek ölçüsüz bir hedonizm haline gelmiş durumda. Bu trend, palazlanmış muhafazakarlara da bulaşmış durumda.

Sonuç olarak, muhafazakar kesimde yaşanan bu değişim, ekonomik ve siyasi güç edindikçe daha da belirgin hale geliyor. Nefisler kabarmış, davranışlar hadsizleşmiş ve erdem arada bulunması zor bir hale gelmiştir. Bu durum, toplumun genelinde yaşanan bir değişiminin yansıması olarak görülebilir.