Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Can Atalay kriziyle sarsıldı. CHP'li Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca'nın, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay ile ilgili kararını Genel Kurul'da okutması, AK Parti cephesinde büyük tepkilere yol açtı. TBMM Başkanvekili Celal Adan, yaşananlara sert sözlerle karşılık verdi.
Meclis'te Neler Yaşandı?
TBMM Genel Kurulu'nda yaşanan olay, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Gülizar Biçer Karaca'nın AYM kararını okutması, özellikle iktidar kanadında büyük bir rahatsızlık oluşturdu. Celal Adan, bu duruma sert tepki göstererek, Meclis'in milli iradenin tecelligahı olduğunu ve bu tür eylemlerin Meclis'in vakarına zarar verdiğini vurguladı.
Celal Adan, Meclis'in önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
Bu Meclis, Polatlı'da top sesi duyulurken Ankara'dan çekilmeyen cesarettir. 15 Temmuz gecesi bombalar altında bile milletin nöbetini tutan dirayettir.
Adan, Meclis'in sadece bir bina olmadığını, aynı zamanda Türk milletinin kalbinin attığı yer olduğunu belirtti. Ayrıca, milletvekillerinin mazbatalarının kutsal bir emanet olduğunu ve bu emanetin milli egemenliğe zarar vermek için kullanılamayacağını ifade etti.
Celal Adan'dan Sert Eleştiriler
Celal Adan, Gülizar Biçer Karaca'nın tutumunu eleştirerek, bu davranışın Meclis teamüllerine aykırı olduğunu ve milletin vicdanında derin bir rahatsızlık uyandırdığını söyledi. Adan, sözlerini şöyle sürdürdü:
İçtüzüğe aykırı şekilde işlem tesis edilmesi, meclis teamüllerinin hiçe sayılması, millet kürsüsünün siyasi gösteri zeminine dönüştürülmesi, kabul edilemez bir durumdur.
Adan, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu ve hukukun üstünlüğünün her türlü siyasal tasarrufun üzerinde olduğunu vurguladı. İçtüzük hükümlerinin açık olduğunu ve bu sınırların aşılmasının Meclis'in kurum kimliğine zarar vereceğini belirtti.
Olayın Ardından Gelen Tepkiler
Meclis'te yaşanan bu kriz, siyasi arenada farklı tepkilere neden oldu. AK Parti cephesi, Gülizar Biçer Karaca'nın eylemini kınarken, CHP kanadından henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Olayın yankıları önümüzdeki günlerde de devam edecek gibi görünüyor.
Bu tür olaylar, Türkiye'deki siyasi kutuplaşmanın ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Meclis'in, farklı düşüncelerin bir araya geldiği ve ortak çözümler üretildiği bir platform olması gerekirken, bu tür gerginlikler Meclis'in işlevselliğini olumsuz etkiliyor. Umuyoruz ki, siyasi aktörler bu tür hassas konularda daha dikkatli davranarak, Meclis'in itibarını korumaya özen gösterirler.