
Gazetecilere Gözaltı Şoku! Siyasilerden Sert Tepki
İstanbul'da bazı gazetecilere yönelik başlatılan soruşturma ve ardından gelen gözaltı kararları, siyaset dünyasında geniş yankı buldu. Özellikle CHP cephesinden gelen sert tepkiler, olayın vahametini gözler önüne serdi. Gazetecilerin "yalan bilgiyi alenen yayma" ve "suç örgütüne yardım etme" suçlamalarıyla karşı karşıya kalması, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Gözaltına Alınan Gazeteciler Kimler?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla başlatılan soruşturma kapsamında, aralarında Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Batuhan Çolak ve CHP İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan gibi tanınmış gazetecilerin bulunduğu isimlerin ifadeleri alınmak üzere emniyete götürülmesi büyük tepki çekti. Savcılık açıklamasında, bu kişilerin Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında "yalan bilgiyi alenen yayma, suç örgütüne yardım etme" suçlarından soruşturulduğu belirtildi. Bu durum, kamuoyunda "İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü" ifadesinin kullanılmasıyla daha da tartışmalı bir hale geldi.
Siyasilerden Gelen Tepkiler
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, yaşananlara sert tepki gösterdi. Burhanettin Bulut, basın üzerindeki sistematik baskının cadı avına dönüştüğünü savunarak, "Gazeteciler Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Batuhan Çolak sabahın erken saatlerinde yapılan bir operasyonla, polisler eşliğinde ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Madem gözaltı yok, sabahın köründe polislerin evlerinde ne işi var? Telefonlarına neden el konuldu? Gazeteciler emniyete davet edilemez miydi? Bu 'fiili gözaltı' bütün bir muhalefeti, özgür basını sindirmeye, susturmaya yönelik açık bir gözdağıdır" şeklinde konuştu.
Mahmut Tanal ise, "Gazeteciler değil, gerçeği gizleyenler yargılanmalı. CHP İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan ve gazeteci Şaban Sevinç’in gözaltına alınması, basına yönelik baskıların son halkasıdır. Gazetecilik suç değildir. İfade özgürlüğü suç değildir. Bu gözaltılar adalete değil, otoriterliğe hizmet ediyor" ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda benzer eleştirilerde bulundu ve "Ne yaparsanız yapın, hakikatten kaçamazsınız. Halk ile gerçeklerin arasına duvar öremeyeceksiniz. Gerçekleri susturamazsınız" dedi.
Türkiye'de Basın Özgürlüğü Tartışmaları
Türkiye'de basın özgürlüğü uzun zamandır tartışma konusu. Özellikle son yıllarda gazetecilere yönelik davalar, gözaltılar ve tutuklamalar, uluslararası kamuoyunda da endişeyle karşılanıyor. Bu son olay, basın özgürlüğünün ne kadar güvence altında olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getirdi. Gazetecilerin haber yapma özgürlüğünün kısıtlanması, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan bilgi edinme hakkının da ihlali anlamına geliyor.
Türkiye'nin basın özgürlüğü konusunda daha şeffaf ve adil bir yaklaşım sergilemesi, uluslararası ilişkileri ve ülke imajı açısından büyük önem taşıyor. Gazetecilerin susturulması yerine, farklı görüşlerin özgürce ifade edilebildiği bir ortamın yaratılması, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine önemli katkılar sağlayacaktır.













