
Ezhel'in Türklük Çıkışı: Aşağılık Kompleksi mi, Haklı Eleştiri mi?
Rapçi Ezhel'in sosyal medya üzerinden yaptığı "Türklüğümden utanıyorum" açıklaması, Türkiye'de geniş yankı uyandırdı. Medyaradar Analisti Atilla Akar, bu tartışmalı çıkışı mercek altına alarak, bazı kesimlerde görülen "aşağılık kompleksi" ve milliyetçilik kavramlarını sorguluyor. Akar, Ezhel'in sözlerinin altında yatan nedenleri ve toplumsal etkilerini değerlendirirken, benzer söylemlerin ardındaki psikolojik ve sosyolojik dinamiklere dikkat çekiyor.
Ezhel'in Tartışmalı Sözleri: Ne Anlama Geliyor?
Ezhel'in bahsi geçen paylaşımında, Türklerin geçmişte yaptığı zulümlerden dolayı utanç duyduğunu belirtmesi, sosyal medyada büyük bir tartışma başlattı. Akar, bu türden açıklamaların bir algı operasyonu olarak değerlendirilebileceğini ve toplumda suçluluk psikolojisi yaratmayı amaçladığını savunuyor. Ancak, bu türden genellemelerin ne kadar doğru olduğu ve Ezhel'in motivasyonunun ne olduğu soruları hala cevap bekliyor.
Ezhel'in sözleri şu şekildeydi:
"Türk deyince akla asalet adalet ve mutluluk gelmedikçe ben Türklüğümden utanç duyuyorum. Böyledir."
Bu ifadeler, bazı kesimler tarafından desteklenirken, büyük bir çoğunluk tarafından tepkiyle karşılandı. Akar, bu tepkilerin haklı olduğunu, ancak linç kültürüne dönüşmemesi gerektiğini vurguluyor.
Aşağılık Kompleksi mi, Haklı Eleştiri mi?
Akar'a göre, son zamanlarda bazı çevrelerde Türklüğünden utanma, "Ben Türküm" diyememe gibi eğilimler gözlemleniyor. Bu durumun, emperyalist projelerce desteklenen "Türk düşmanlığı" veya "Türk alerjisi" ile ilişkili olabileceğini belirtiyor. Akar, bu türden yaklaşımların, Türk kimliğini küçümseme, aşağılama veya reddetme gibi sonuçlar doğurduğunu ifade ediyor.
Akar, Türklüğünden utanan veya Türk kimliğini reddeden kişileri şu şekilde sınıflandırıyor:
- Aleni Türklük Düşmanları: Türk kimliğinden tiksinen, her fırsatta Türkleri kötüleyen kişiler.
- "Potansiyel hain" Kriptolar: Lafta Türk olup içten içe düşmanlık güdenler.
- Ajanlaşmışlar: Yabancı servislerin güdümünde olan, Türkleri küçümsemek için çalışan unsurlar.
- Batı / Avrupa Hayranları: Kendi kültürünü aşağılayıp Batı'ya özenenler.
- Batı Hayranı Bir Entelejensiya Sınıfı: Tanzimat'tan beri türeyen, kendi milliyetinden utanan aydınlar.
- Siyasi Gerekçelerle: AB hayranı, Türklerin bu topraklarda olmasını "tarihsel bir hata" olarak görenler.
- Teslimiyetçi Siyasetçiler: Devleti korur gibi görünüp gizlice tasfiye edenler.
- Örtülü Düşmanlar: İslamcılar veya solcular gibi farklı ideolojiler altında Türk'ü dışlayanlar.
Sonuç: Ne Küçümseme Ne Böbürlenme
Atilla Akar, yazısının sonunda, herhangi bir kavmi küçümsemenin veya aşağılamanın yanlış olduğunu vurguluyor. Aynı şekilde, kendini dev aynasında görmenin ve böbürlenmenin de gereksiz olduğunu belirtiyor. Akar, herkesin ne ise o olduğunu, kimsenin tamamen doğru veya tamamen yanlış olmadığını ifade ediyor. Ona göre, kimsenin ne Türk ne de başka bir kavimsel mensubiyetten dolayı utanmasına gerek yok. Utanılacaksa, kestirmeden, klişe yargılardan ve tanımlardan dolayı utanılmalıdır.