
Etnik Demokrasi: Türkiye'nin Fabrika Ayarları Değişiyor mu? Şok İddia!
Türkiye siyasetinde bomba etkisi yaratan bir iddia gündeme geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ait olduğu söylenen "Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun, bir Kürt, diğeri Alevi olsun" sözleri, "Etnik Demokrasi" tartışmalarını alevlendirdi. Bu öneri, devletin "fabrika ayarları"nın değişip değişmediği sorusunu akıllara getirirken, siyaset arenasında farklı yorumlara neden oldu.
"Etnik Demokrasi" Tartışmaları Nereden Çıktı?
İddiaların kaynağı, Halk TV yazarı İsmail Saymaz'ın bir yazısında yer alan bilgilere dayanıyor. Saymaz, Bahçeli'nin MHP milletvekilleriyle yaptığı bir toplantıda bu öneriyi dile getirdiğini belirtiyor. Bahçeli'nin bu sözleri, Kürtler ve Alevilerin bürokrasiden dışlanamayacağını vurgulamak amacıyla söylediği iddia ediliyor. Ancak bu öneri, Türkiye'nin siyasi yapısında köklü değişikliklere yol açabileceği endişesini de beraberinde getiriyor.
Eski AK Parti milletvekili Şamil Tayyar, bu öneriyi "tehlikeli" olarak nitelendirirken, Mehmet Metiner ise Bahçeli'nin sözlerinin bağlamından koparılarak eleştirildiğini savunuyor. Bu farklı yorumlar, meselenin ne kadar hassas ve tartışmaya açık olduğunu gösteriyor.
"Lübnanlaşma" Tehlikesi mi?
Bu tartışmalar, akıllara "Lübnanlaşma" tehlikesini getiriyor. Lübnan'da devletin etnik ve mezhepsel kimliklere göre paylaştırılması, ülkenin istikrarsız bir yapıya sürüklenmesine neden olmuştu. Türkiye'de de benzer bir durumun yaşanabileceği endişesi, birçok kesim tarafından dile getiriliyor.
Levent Gültekin'in "Ortadoğululaşma" tespitiyle paralel olarak "Lübnanlaşma sendromu" ifadesi kullanılıyor. Bu ifade, devletin ve makamların etnisite ve mezhebe göre paylaştırılmasının, ülkeyi bir etnik ve mezhepsel aidiyetler federasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuyor.
Ünlü yazar Amin Maalouf'un Lübnan'ın çöküşünü anlattığı sözler de bu tartışmaların seyrini etkiliyor. Maalouf, Lübnan'da yetenek ve liyakat yerine cemaat bağının ön planda tutulmasının ülkeyi nasıl bir felakete sürüklediğini gözler önüne seriyor.
Devletin "Fabrika Ayarları" Değişiyor mu?
Türkiye Cumhuriyeti'nin teşkilat yapısında etnik ve mezhepsel kriterlere dayalı bir görev dağılımı bulunmuyor. Bu nedenle, Bahçeli'nin önerisi yeni bir yaklaşımı temsil ediyor ve bazı kuşkuları beraberinde getiriyor. Hissedilen o ki, devletin "fabrika ayarları" değiştirilmek isteniyor. Bu değişimin ne dereceye kadar olacağı ve sonuçlarının ne olacağı ise merak konusu.
- Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri sarsılıyor mu?
- Etnik ve mezhepsel ayrışmalar derinleşebilir mi?
- Devlette liyakat yerine aidiyet mi ön plana çıkacak?
Sonuç olarak, Devlet Bahçeli'ye atfedilen bu sözler, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili önemli bir tartışmanın fitilini ateşlemiş durumda. Devletin "fabrika ayarları"nın değişip değişmediği, bu değişimin ülkeyi nereye götüreceği soruları, önümüzdeki günlerde daha da yoğun bir şekilde tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.