Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması'nda yaptığı konuşmada, gazeteci Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına neden olan tartışmalı sözlerine isim vermeden sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Millete 'bidon kafalı' dediler..." ifadeleriyle başlayan konuşmasında, ayrımcılık ve baskılara vurgu yaptı.

Erdoğan'dan Ayrımcılık Vurgusu

Erdoğan, konuşmasında Türkiye'nin geçmişte yaşadığı ayrımcılık sorunlarına dikkat çekerek, kamu görevlilerinin inançları nedeniyle fişlendiğini, 'irticacı', 'gerici', 'yobaz' gibi etiketlerle aşağılandığını belirtti. Namaz kılanların, oruç tutanların ve 'selamünaleyküm' diyenlerin hor görüldüğünü, psikolojik baskıya maruz kaldığını ifade etti. Erdoğan, kamuda ideolojik bir kast sisteminin olduğunu ve bu durumun konuşulmasının dahi istenmediğini söyledi.

Erdoğan, "Kendi klanları, kendi hizipleri dışında kimseye hayat hakkı tanımadılar. Millete 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' dediler. Bizim burada edebimizin elvermeyeceği ifadelerle insanımıza hakaret ettiler. Bunların hepsini ve çok daha fazlasını sizlerle birlikte gördük. Baskının her türlüsünü iliklerimize kadar sizlerle birlikte yaşadık. Azgın azınlığın, sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı, baskı uyguladığı, parmak salladığı o karanlık günler artık geride kaldı." şeklinde konuştu.

Altaylı'nın Tartışmalı Sözleri

Fatih Altaylı ise tutuklanmasına gerekçe gösterilen konuşmasında, Türk halkının oy verme alışkanlıklarına yönelik eleştirilerde bulunmuştu. Altaylı, "Türk halkına çeşitli nedenlerle kızabilirsin, Türk halkının oy verme biçimine, oy kullanma alışkanlıklarına bir sürü nedenle kızabilirsin. Katılmayabilirsin de. Hatta çok sinirlenip bazılarının yaptığı gibi yok 'bidon kafalı' yok 'göbeğini kaşıyan adam' falan da diyebilirsin. Onlar o kişilerin kendi fikirleridir. Ama şunu diyemezsin. Abi Türk halkı sandığı sever kardeşim. Ve gücün kendisinde olmasını ister." ifadelerini kullanmıştı.

Altaylı ayrıca, Türk halkının geçmişte padişahlarını dahi değiştirebildiğini, hoşuna gitmediği zaman padişahını yuhaladığını belirterek, "O yüzden öyle baktığın zaman bu halk her şeyden vazgeçebilir ya da vazgeçmiş gibi görünür ama seçme hakkının elinden alınmasından ve kendi kaderini kimin belirleyeceğini belirleme hakkının elinden sonsuza kadar alınmasından hoşlanmaz. O yüzdendir ki burada hakiki bir diktatörlük kurma hayali olanlar asla kuramazlar. Tam kurduklarını zannederken bir de bakarlar ki kuramamışlar." şeklinde konuşmuştu.

Basın Özgürlüğü Tartışmaları

Erdoğan'ın bu açıklamaları, Fatih Altaylı'nın tutuklanmasıyla birlikte yeniden alevlenen basın özgürlüğü tartışmalarını daha da körükledi. Birçok kesim, Altaylı'nın tutuklanmasının ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit olduğunu savunurken, hükümet yetkilileri ise yargı sürecinin devam ettiğini ve herkesin yasalara uyması gerektiğini belirtiyor.

Türkiye'de basın özgürlüğü uzun yıllardır tartışma konusu olmaya devam ediyor. Özellikle son yıllarda gazetecilere yönelik davalar, tutuklamalar ve medya kuruluşlarına uygulanan baskılar, uluslararası kamuoyunda da endişeyle karşılanıyor. Bu durum, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecini de olumsuz etkiliyor.

Sonuç olarak, Erdoğan'ın Fatih Altaylı'ya yönelik sözleri ve Altaylı'nın tutuklanması, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Bu gelişmeler, Türkiye'nin siyasi ve sosyal atmosferinde önemli bir etki yaratmaya devam ediyor.